- bleiben
- bleiben <bleibt, blieb, geblieben> ['blaıbən]vi sein1) (nicht weggehen) kalmak; (sich aufhalten) kalmak;\bleiben Sie am Apparat! telefondan ayrılmayın!;hängen \bleiben [o hängenbleiben]; (an einem Ort) takılıp kalmak; (Wissen) aklında kalmak; (Schüler) sınıfta kalmak;an etw hängen \bleiben (kleben) bir şeye yapışıp kalmak; (sich verhaken) takılmak;bei jemandem \bleiben birinin yanında kalmak;wo bleibt er nur so lange? bu kadar uzun (zaman) nerede kaldı?;das bleibt unter uns! bu aramızda kalsın!;sieh zu, wo du bleibst! nerede kalacaksan kal!;wo bleibt er nur? nerede kaldı ki?2) (nicht ändern) değiştirmemek; (beharren) ısrar etmek;gleich \bleiben değişmez;gleich \bleibend değişmeyen; (beständig) kalıcı;es bleibt dabei! tamam!, anlaştık!;hier ist alles beim Alten geblieben burada her şey eskisi [o olduğu] gibi, burada her şey eski haman eski tas;die Frage blieb unbeantwortet soru cevapsız [o yanıtsız] kaldı;er ist derselbe geblieben onda hiç değişiklik yok;am Leben \bleiben hayatta kalmak;liegen \bleiben [o liegenbleiben] (fig) (nicht verkauft werden) satılmamak; (Auto) yolda kalmak; (Arbeit) yüzüstü kalmak;liegen \bleiben (Person) kalkmamak; (Schnee) tutmak;offen \bleiben (Tür, Fenster) açık kalmak;\bleiben Sie doch sitzen! kalkmayınız!;stehen \bleiben istop etmek; (anhalten) durmak;stecken \bleiben [o steckenbleiben] (fam) (beim Sprechen) dili durmak;stecken \bleiben (festsitzen) takılmak; (im Sand/Schlamm/Schnee) saplanmak, batıp kalmak3) (anhalten) durmak;das bleibt abzuwarten bekleyelim bakalım, ne olacak;es bleibt mir nichts weiter zu tun, als zu warten beklemekten başka çarem kalmadı
Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt. 2015.